Eticaret ile ilgili birçok yalan
yanlış, kulaktan dolma bilginiz mi var. Yoksa böyle bir şey duydunuz da ne
olduğunu mu bilmiyorsunuz? İşte size bir miktar daha kafa karıştırıcı
bilgilerle dolu bir yazı sunuyorum. Okuyun da sonunda kafanız iyice karışsın.
Eskiler demiş ya en iyi yol
bildiğin yoldur diye. İşte onlar yanılmışlar. Artık bildiğin yol diye bir şey
kalmadı. Her şey veya hiçbir şey tam olarak bilinmiyor? Örnek mi istersiniz?
Emlak fiyatlarına bakın? Neye göre değişiyorlar?
Beton maliyetlerine göre mi,
jeolojik özelliklere göre mi, mimariye göre mi yoksa ulaşım imkanlarına göre mi
veya sakın sosyal mekanların kalitesine göre olmasın ya da belki kullanılan
malzemenin ne kadar zengin durduğu ile mi ilgilidir?
Ya da aldığınız bir elektronik
eşya örneğin cep telefonunuzun fiyatını ne belirliyor?
Marka, görünüş, fonksiyonlar, tuş
takımı, hızı, kılıfları vs.. hangisi?
Merak ediyorum şu anda bir cihazı
veya bir malı alırken kaç özelliğini biliyor ve diğerleri ile
karşılaştırabiliyoruz?
Doğrusu araba alırken eskiden bir
uzmana (yani sanayiden tanıdığımız ve güvendiğimiz bir tamirci ustaya) götürüp
baktırır ve arabayı ona göre alırdık. Şu anda da öyle ancak bir süre sonra
bunun da değişeceğini sanıyorum. Çünkü tamirciler de artık bu makinelerdeki değişiklik hızına uyum
sağlayamayacaklar. Zaten şimdi bile demiyorlar mı “arabanın yürüyen aksamına
bakarız da beyninde sorun varsa bir şey yapamam abi.” diye. Ya yürüyen aksam
tam elektronik hale gelirse ne olacak?
Bir cihazda işin içine otomasyon
girdikçe bir akıl veya bir algoritmalar bütünü de karşımıza çıkıyor. Ancak bu
akıl tabii olmadığı için akıl edenlerin dışındakilerin anlamasının kolay olduğu
otomatlar yapılması hayli zaman alıyor.
Bazı uzay filmlerinde karşımıza
çıkan senaryolar aklıma geliyor hep. Yüzlerce yıl önce yapılmış ancak uzayda
bir yerde kaybolmuş bir uzay gemisi, kahramanlarımız tarafından bulunur. Ancak gemi
aktif değildir. Bir türlü çalışmamaktadır. Halihazırdaki gemide bulunan baş
mühendis bu eski gemiye çıkar. Sanki gemiyi kendisi yapmış gibi sorunu birkaç
elektronik kart değiştirip, bir kısa devre yapıp çözer. Koca gemi birden ışıl
ışıl çalışmaya başlar. Afedersiniz ancak
elinizdeki cep telefonu 5 yılı geçtiyse ve arıza yaparsa tamirciye götürüp
tamir ettirebilen var mı?
Babamın eski siyah beyaz bir
televizyonu vardı. Çocukluğumda uzun süre onu kullandık. Her ne kadar evine
televizyon alan ilk kişilerden olduysak da herhalde renkli televizyon alanlar
sırasında sonlarda sayılırdık. Yani o televizyon birçok kez tamire gitti ve
düzeldi. Ama içini görseydiniz. İçinde şimdi belki evlerde ışıklandırma için
kullandığımız boyutlarda lambalar vardı. Televizyon zaten kocamandı. Eh o kadar
kocaman kartlar, kapasitörler, röleler de ancak öyle bir kasaya sığardı. O
televizyon tamir edilebilirdi evet. Ettirmeye de değerdi doğrusu çünkü yenisi
çok pahalıydı. O zaman o sistemi anlayan sıradan veya becerikli ama uzman
olmayan tamirciler de vardı. Ama şimdi elektronik cihaz bozulunca kaç kişi
tamir ettirebiliyor ki? Tamir ettirdim diyenler de bir incelesinler bakalım
nasıl tamir olmuş acaba içindeki sistemin ana kartı veya beyni yenisiyle
değiştirilmiş olmasın.
Bazı büyüklerimden (yani yaşça
benden büyük tüccar veya işadamı) duyuyordum,
“bu zamanın kullan at tarzına ayak uydurmak gerek artık” diye. Bunu
söyleyenlerden bazıları hala hayatta ve ben artık benden küçüklere diyorum ki
“zaman kullan at zamanı değil, kullanmadan at zamanı J.”
Çünkü eğer zamanı geçmiş ise
kullanmaya çalışmak bir eziyet. Düşünsenize hala elinizde gprs ile internete
girebilen bir ürün varsa -ki hala piyasada böyle bir ürün bulmak mümkün-
bununla youtube a mı gireceksiniz veya maillerinize mi bakacaksınız, yoksa
haber sitelerinde mi dolaşacaksınız veya belki twitleri kontrol etmeye
çalışabilirsiniz. Ama inanın zamanınız boşa gidecektir. Siz zor zahmet
maillerinizin başlıklarını okurken fark ettiğiniz bir haberi düşünürken, haber
hakkında yazılmış onlarca twit, yorum ve
paylaşım internette çoktan eskimiş olacak. Ve birileri (rakipleriniz) haberin
bir şekilde algılanışını fark etmiş, yaptığı bir kampanya ile çoktan
müşterilerinizin gönüllerini fethetmiş olabilir. Siz de gprs in yavaşlığından
dem vurursunuz. Ya, hakikaten, şu 3G çıkalı ne kadar oldu 2 yıl mı? (Bu
satırları 2012 de yazıyorum. Not olsun ki sonra okunduğunda garip kaçmasın).
Sanırım daha şimdiden o da eskidi gibi geliyor insana değil mi? Şimdi 4G var.
Ne demiştik, “zaman, kullanmadan atma zamanı”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder