Önceki yazımla ilgili bazı yorumlara ilişkin birkaç satır yazmam gerektiğini düşünüyorum.
Bir okuyucum yazının başlığının konuyla pek ilgisi olmadığını söylemiş.
Her ne kadar yazı başlığı ilgisiz gibi görünse de eticaret aslında teknolojinin getirdiği bir deneyim. Bu açıdan bakarsak teknoloji, eticareti ve eticaret süreçlerini çok ciddi etkiler. Etkilemenin ötesinde belki de belirler. Aslında bununla ilgili gelişmeleri hali hazırda yaşamaktayız da. Mobil eticaret -bir başka deyişle mticaret- hayatımıza giriyor hem de pek de yavaş sayılmayacak bir hızda. Daha eticareti Türkiye de kurgulayamamış, mevcutları özümseyememişken mobili ile uğraşmaya başlayacağız hem de ne tedarikçi ne lojistik servisleri ne de veri taşıyıcıları buna tam hazır.
Doğrusu eticaret hakkındaki 13 yıllık deneyimim bana Türkiye'nin eticaret e hazır olmadığı yönünde. Öyle ki ülkemizde daha muhasebesini excelde tutup da eticaret yapmaya çalışan şirketler mevcut. Teknoloji bu kadar hızlı değişiyorken, daha süreçlerin içeriği hakkında bir fikrimiz yokken, o süreçlerin sonunda edineceğimiz tüm hizmetleri, ürünleri hemen tüketmeye çalışıyoruz. Ne kadar verimsiz ve kısır bir durum... Teknolojinin bu denli belirleyici olduğu bir sektörde tabiatıyla teknolojinin kendine has davranışları, bir yerde sektörün de temel karakterini belirleyecektir. O sebeple teknolojiden bahsetmeyi eticaretten de bahsetmek olarak gördüm.
Bir başka okuyucum ise yazının devamı olup olmadığını sormuş. Doğrusu sevindim. Evet yazımın devamı var aslında ancak ben hemen konuya girmek istiyorum. O sebeple teknoloji ve eticaret ilişkisini işleyen yazılarıma diğer yazılarımın arasında arada tekrar deyineceğim. Şimdilik biraz eticaret hikayelerine başlamak ve okuyucuları biraz daha düşündürmek istiyorum. Yeni başlayacak veya başlamış olan eticaret girişimcilerine yardımcı olacak bazı hikaye dizileri hazırladım onları paylaşacağım.
Bir yorum daha. Yakın bir arkadaşım da neden bu kadar zamandır yazmadığımı söyledi. Haklı daha önce başlamalıydım. Ama zararın neresinden dönülse kardır.
Bir de benim yorumum var. İnsan yüzme ile ilgili ne kadar kitap okursa okusun suya girmezse yüzmeyi öğrenemez. Bir işi düşünmek kadar yapmak da önemlidir. Doğrusu ben de bu kadar senedir internetle uğraşıyorken internet ortamında paylaşımlarda bulunmadığım için kendimi eleştiriyorum. Bundan sonra umarım bu konuda gerçek işlerimde olduğum kadar üretken olabilirim.
Bana başarılar dileyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder